47 üye ülke arasında 28 lehte, 6 aleyhte ve 13 çekimser oyla alınan kararla, ilk kez BM'nin en yüksek insan hakları organı Gazze'deki savaşa ilişkin tavır aldı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail'in 33 binden fazla insanı öldürdüğü Gazze'deki soykırım uyarılarına dikkat çekerek, İsrail'e yapılan tüm silah satışlarının durdurulması çağrısında bulundu.
İsrail'in Cenevre'deki BM Büyükelçisi Meirav Eilon Shahar, kararı “İnsan Hakları Konseyi ve bir bütün olarak BM üzerinde bir leke” olarak nitelendirdi.
Güçlü bir dille kaleme alınan metin, ülkelere “uluslararası insani hukukun daha fazla ihlal edilmesini ve insan hakları ihlalleri ve suiistimallerini önlemek amacıyla İsrail'e silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın satışını, transferini ve yönlendirmesini durdurma” çağrısında bulunuyor.
Uluslararası Adalet Divanı'nın Ocak ayında Gazze'de “makul soykırım riski bulunduğuna” karar verdiği iddia edilmişti.
“Bu soykırımı durdurun”
Oylamadan önce konseye hitap eden Filistin Büyükelçisi İbrahim Muhammed Kureyşi, “Hepinizin uyanmasına ve dünya çapında televizyonlarda yayınlanan bu soykırımı durdurmasına ihtiyacımız var.” dedi. dedi.
Güney Afrika Büyükelçisi Mxolisi Nkosi de Konseyin harekete geçme zamanının geldiğini söyleyerek “sessizliğimizin gerçekten sağır edici olduğundan” şikayet etti.
Nkosi, “Artık İsrail'e paralel bir uluslararası hukuk sistemini uygulamayı ve eylemlerini kolaylaştırmada suç ortağı olmayı seçemeyiz” dedi.
Hayır oyu veren ülkeler ise ABD, Almanya, Arjantin, Bulgaristan, Malavi ve Paraguay oldu.
Öte yandan ABD Büyükelçisi Michele Taylor, İsrail'in “sivillere verilen zararı hafifletmek için yeterince çaba göstermediğini” söyleyerek İsrail'e alışılmadık derecede sert eleştirilerde bulundu.
Ancak Taylor, Washington'un, Hamas'ı ve 7 Ekim saldırılarını özel olarak kınamaması da dahil olmak üzere “birçok sorunlu unsuru” nedeniyle metni destekleyemeyeceğini söyledi.
Hamas'tan bahsedilmedi
İnsan Hakları Konseyi kararında Hamas'ın adı yer almasa da İsrail'de sivil bölgelere atılan roketler kınandı ve “geriye kalan tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması” çağrısında bulunuldu.
Ancak metnin ana fikri, İsrail'in tüm Filistin toprakları üzerindeki işgaline son vermesi, Gazze ablukasını kaldırması ve “diğer tüm kolektif cezalandırma biçimlerine” son vermesi talebiydi.
Metinde ayrıca “İsrailli yetkililerin soykırımı kışkırtma anlamına gelen açıklamalarından derin endişe duyulduğu” ifade ediliyor ve ülkelere “Filistinlilerin Gazze'ye zorla giriş ve çıkışlarının devam etmesini engelleme” çağrısı yapılıyor.
Özellikle, bir milyondan fazla sivilin barındığı yoğun nüfuslu Gazze Şeridi'nin güneyindeki “Refah şehrine yönelik her türlü büyük ölçekli askeri operasyona karşı” uyarıda bulundu.
Kararda ayrıca, BM'nin yaklaşmakta olan kıtlık konusunda uyardığı “Gazze'de açlıktan ölmek üzere olan sivillerin bir savaş yöntemi olarak kullanılması” da kınanıyor.
İsrail'e karşı diğer iki karar da Cuma günü Haklar Konseyi tarafından ezici bir çoğunlukla onaylandı.
İçlerinden biri Yahudi yerleşimlerinin askıya alınması çağrısında bulundu, ülkelere Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetine yaptırımlar da dahil olmak üzere daha fazla müdahale etmeleri çağrısında bulundu ve işletmeleri yerleşimlerdeki faaliyetlerini sona erdirmeye çağırdı.
Öte yandan İsrail'in Suriye'deki Golan Tepeleri'ni işgal etmesinden ve Suriyeli vatandaşların haklarını ihlal eden “yerleşim politikaları ve uygulamaları”ndan duyulan üzüntü dile getirildi.