Dijital teknolojiye olan küresel güven hızla artarken, markalar daha insansı teknolojiyle tüketicilere nasıl daha iyi ulaşabileceklerini bulmaya çalışıyor. Dubai girişimleri, kullanıcılarının güvenini kazanmak için yapay zekayı “etik veriler” olarak adlandırdıkları şeylerle eğitiyor.
Pandemi ile birlikte gelen sokağa çıkma yasağı teknolojiye ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu, markaları ekranlarının önünde hızla artan müşteri sayısını nasıl daha iyi karşılayabilecekleri konusunda çözümler bulmaya sevk etti.
Orta Doğu’daki tüketiciler, ihtiyaçlarını giderek daha fazla çevrimiçi olarak karşılıyor. Ancak 2020 yılının başından bu yana tekstil sektörünün satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.
Bazı şirketlere göre bunun nedeni internet işlemlerinin insancıl olmaması.
Dubai merkezli Getbee şirketi, markaların müşterileriyle daha iyi bağlantı kurmasını sağlayan “kişiselleştirilmiş alışveriş platformu” adını verdiği bir platform oluşturuyor. Müşteriler seçebilecekleri kişiler sayesinde ürünler hakkında bilgi alabilir ve yönlendirilebilirler.
Şirketin CEO’su Thea Myhrvold, yaklaşık 20 markanın platformlarını kullandığını ve küresel moda gelirleri düşerken 2020’de çevrimiçi satışlarının %28 arttığını söylüyor.
Myhrvold, “Çevrimiçi alışveriş yapmak yalnız başına bir deneyim olabilir. Ama sonunda insanlar bir şeyler elde ediyor. Müşterilerin %86’sının bir makineyle mesajlaşmaktansa yetkili bir kişinin kendileriyle ilgilenmesini tercih ettiğini belirtiyor. Gerçekten işe yarıyor”.
Lancome ve Faces gibi lüks perakende devlerini temsil eden Chalhoub Middle East, özellikle pandemiden sonra platformların insanlaştırılmasının umut vaat ettiğini söylüyor.
Chalhoub Digital proje direktörü Aleksandra Harcıarek, platform sayesinde şirketlerin zaman kaybetmediğini ve dolayısıyla hayatta kaldığını söylüyor.
Teknoloji ikilemi ve yalanlar
Teknoloji geliştiriciler, insanın ön planda olduğu yeni bir teknoloji yaratmanın gerekliliğini göz önünde bulundurarak, yapay zeka gibi teknolojilere insan girdisi eklemenin ne kadar hayati olduğunu vurguluyor. Bu şu soruyu gündeme getiriyor: Teknoloji yalan mı söylüyor?
Her şey insan girdisine bağlı olduğundan, bu sorunun yanıtı “evet”tir. Burada, yapay zekaya beslenen veriler çok önemlidir.
2015 yılında, Amazon’un yapay zeka işe alım motoru, “kadın” kelimesini içeren özgeçmişlerin en az tercih edilen olduğunu belirledi.
2018’de bir MIT çalışması, otomatik yüz tanıma algoritmalarının koyu tenli insanlar için beyaz tenli insanlara göre daha yüksek algılama hatalarına sahip olduğunu buldu.
2020’de benzer sorunlar Microsoft, IBM ve Amazon’un yüz tanıma programlarını ırksal profil oluşturma ve kitlesel gözetleme korkuları nedeniyle polise satmayı reddetmelerine yol açtı.
Ancak, Price Waterhouse Coopers’a göre, şirketlerin yalnızca %25’i yapay zekaya yatırım yapmadan önce etik sonuçları değerlendiriyor. Teknolojinin 2030 yılına kadar küresel ekonomiye yaklaşık 13 trilyon Euro katkıda bulunacağı tahmin ediliyor.
DatumCon girişimi, güvenli petrol sondajı sağlamak için yapay zeka ağlarını eğitiyor.
Şirket, yapay zekanın bazı özel görevleri yerine getirmede insanlardan üstün olduğunu iddia ediyor. Ancak, duyguları tespit etmek gibi daha karmaşık olanlar için insan rehberliğine ihtiyaç vardır.
DatumCon CEO’su Cesar Andres Lopez, yapay zekayı daha insancıl veya etik olması için nasıl eğiteceği sorulduğunda, veri etiketleme olarak şu yanıtı veriyor:
“Diyelim ki Dubai’de bir ağ kurduk. Verilerin yerel özelliklerini yansıtmak istiyoruz, bu nedenle veri etiketlemenin yerel topluluktan geldiğinden emin oluyoruz.”
DatumCon, size her temel duyguyu nasıl tanımlayacağınızı öğretmek için yerel bir psikolog tarafından denetlenen 30.000 farklı yüz kullanır. Bu nedenle daha fazla bilince ve insan bilincine sahip bir teknoloji yaratmayı hedefliyor.
Yoruma kapalı.