İzmir İl Ulusal Eğitim Müdürlüğü; 3 Ocak’ta çocuk istismarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı, İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneği (İMHAD), Kur’an-a Hizmet Derneği İzmir İl Temsilciliği, İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (İnsan Vakfı) İzmir İl Temsilciliği ile “Yaşam Boyu Aydınlık Projesi” protokolü imzaladı.
İMHAD toplumsal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımla protokolü duyurdu. Paylaşımda, “İzmir’in öncü sivil cemiyet kuruluşları ve İzmir İl Ulusal Eğitim Müdürlüğü, Kuranı Kerim’in öğretilmesi ve güzel ahlakın yaygınlaşması için kolları sıvadı” ifadelerine yer verildi.
Dr. Murat Mücahit Yentür, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla 2021’de İzmir İl Ulusal Eğitim Müdürlüğü’ne atanmıştı. Yentür, hem de İlim Yayma Vakfı mütevelli heyetinde yer ediniyor.
“BU PROTOKOL EĞİTİMİN BAŞINA BELA OLMUŞTUR”
MEB’in dinci yapılarla protokol imzalamasına Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay tepki gösterdi. Cumhuriyet.com.tr’ye konuşan Özbay, “Türkiye’nin birçok yerinde benzerleri uygulanan bu protokol aslen 2019’dan beri İzmir’deki eğitimin başına bela olmuş durumda. Bundan dolayı ‘gönüllülük esaslı’ dense de üstlerinden gelen komut yazılarının arkasından okulların aslına bakarsan bu projelere dahil olmama şansı kalmıyor” dedi.
(Kadem Özbay)
“MEB TARİKATLARIN REKLAMINI YAPIYOR”
“Öte taraftan bu protokolün çerçevesi de tehlikeli şekilde geniş bundan dolayı İzmir’in tüm ilçelerinde bir tek resmi kurumlarda değil, STK maskesi takmış tarikat yuvalarında da Kuran kursu açılmasına imkân tanıyor” diyen Özbay, şunları kaydetti:
“Bu kursları kim hangi yetkinlikle açıyor, kim iyi mi denetliyor, evlatların kendini fiziken ve ruhsal olarak savunamayacağı yerlerdeki bu faaliyetlerde neler yaşanıyor kimse bilmiyor. Bunun adı eğitim olabilir mi? Ne yazık ki ulusal eğitim müdürlükleri de gericilik mevzusunda birbirleriyle yarış içinde. ‘Eğitimi iyi mi iyileştirip, kamusallaştırabilirim’ diye düşünmesi ihtiyaç duyulan MEB, dernek maskesi takmış tarikatların – üstelik bunların bir kısmı küçüklere karşı suçlar sebebiyle sabıkalı olduğu halde- reklamını yaparken, ‘İlçemde eğitime hakkınca ulaşamayan öğrenciler için ne yapabilirim’ diye düşünmesi ihtiyaç duyulan müdürlükler de tarikatları memnun etme yarışını sürdürüyor. Tarikatlar, bu protokoller vesilesiyle eğitimin taşeronu haline getirilirken eğitim sistemimiz giderek gerici bir hale getiriliyor.”
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Özbay açıklamasının devamında, “Laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim sistemini korumak için çaba sarfeden Eğitim-İş olarak, Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak iyi mi benzer protokollerin takip edeni olup, en küçük bir skandalda yargıya başvurduysak, bu protokolün de takip edeni olduğumuzu duyuru ediyoruz” dedi.
Yoruma kapalı.