İngiltere hükümetinde çalkantı: Başbakan Liz Truss milletvekillerinin desteğini kazanmak istiyor

İngiltere’de son haftalarda hükümetin vergi kesintisi planını açıklaması ve derhal arkasından gelen U dönüşü sonucu ekonomide ve parti içinde çalkantılara niçin oldu. Bugün Tutucu Parti konferansının son gününde konuşma icra eden Başbakan Liz Truss, yükselen sesleri yatıştırmayı ve milletvekillerinin desteğini kazanmayı hedefliyor.

23 Eylül’de Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng’in bir kuşağın görmüş olduğu en büyük vergi kesintisi paketini açıklamasının arkasından İngiltere ekonomisi büyük bir türbülansa girdi ve İngiliz sterlini Amerikan doları karşısında üstün dereceli seviyelere geriledi.

Peşinden İngiltere Merkez Bankası uzun vadeli tahvillerde 65 milyar sterlinlik geçici alım müdahalesi yapmış oldu.

Kwarteng, 10 gün sonrasında yüksek gelir grubunun vergisini 45’ten 40’a çeken bütçe düzenlemesi teklifini geri çektiğini deklare etti.

Bu sırada 2030 yılına kadar İngiltere’yi bağımsız bir yeşil “süper güç” konumuna getirmeyi ve bu sayede ekonomik gelişme sağlamayı hedefleyen yeni bir kalkınma stratejisi açıklayan İşçi Partisi, kamuoyu yoklamalarında Tutucu Parti’nin önüne geçti.

Basın, hükümetin vergi politikasından kimin görevli bulunduğunu öğrenmeye çalışırken hemen hemen görevdeki bir ayını yeni dolduran Başbakan Truss, Maliye Bakanı’na işaret etti.

Kwarteng ise piyasalardaki kargaşanın büyük bir kısmının internasyonal belirsizliklerden kaynaklandığını söylemiş oldu.

Vergi kesintisi kararını kabinesine danışmadan onaylayan Truss’a karşı bakanların ve milletvekillerin tepkisi son günlerde giderek büyüdü.

Çok sayıda milletvekili, başbakanın kamu harcamalarında kısıtlamalara gideceğinden endişeli bulunduğunu paylaşıyor.

Boris Johnson kabinesinde yer edinen Michael Gove ve Grant Shapps şeklinde adlar, Truss’ın ekonomik planlarının “tutucu olmadığını” ve tekliflere karşı oy kullanacaklarını belirtti.

Bugün parti konferansında konuşan Truss, İngiltere’yi yüksek vergi-az gelişme döngüsünden kurtarmak istediğini söylemiş oldu.

Muhafazakar Parti’nin devamlı düşük vergi politikasını savunacağını hatırlatan Truss, “Devlet, insanların vergilerini harcamakla yükümlü. Hükümetlerin müdahalesi oldukca fazla olursa insanoğlu kendilerini kuvvetsiz hissedebiliyor” dedi.

Truss, İngiltere’nin yeni yatırımlara ve işbirliklerine “açık” bulunduğunu altını çizdi.

Konuşmasında Brexit sonrası ekonomik faaliyetlere değinen Truss, bu senenin sonuna kadar tüm Avrupa Birliği engellemelerinin ortadan kaldırılacağını, denetimin daha ziyade “şirketlerin çıkarlarına ve büyümeye yönelik yapılacağını” belirtti.

Liz Truss’ın hitabı, Greenpeace protestocuları tarafınca kısa bir süreliğine durduruldu.

Ayağa kalkıp pankart açan protestocular, hükümetin iklim krizi ve çevre politikalarını eleştirdi.

Aralarında Greenpeace İngiltere Halka İlişkiler Başkanı Rebecca Newsom’un da bulunmuş olduğu protestocular, başbakana seslenerek “Doğalgaz için kazı çalışmalarına yönelik kim oy verdi?” diye bağırdı.

Protestocular güvenlik görevlileri tarafınca konuşma odasından çıkartıldı.

Greenpeace, olayın arkasından seçmenlerin “çevrenin korunmasını sağlayacak ve iklim krizi ile mücadeleye yönelik yeni politikalar geliştirecek bir hükümete oy verdiğini sadece başbakanın fosil yakıt devlerinden ve sağcı fikir kuruluşlarından komut aldığını” öne devam eden bir izahat yayımladı.

Truss, 2030’a kadar müdafa harcamalarının ülkenin GSYİH’sinin yüzde 3’üne yükseltileceğini ve İngiltere’nin Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğini söylemiş oldu.

Truss, “Ukraynalı insanoğlu bir tek kendi güvenlikleri için değil hepimizin güvenliği için savaşıyor. Bu özgürlük ve demokrasi savaşı” dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Ukrayna kazanabilir, kazanmanlı ve kazanacaktır.”

Truss, bugün yapmış olduğu hitabı esnasında yeni bir siyaset sonucu açıklamadı, daha ziyade milletvekillerini kendi ekonomik gelişme vizyonunu desteklemeye çağrı etti.

Sadece milletvekilleri vergi kesintisi iptalinin yanı sıra Truss’ın ekonomik stratejisi kapsamında kamu harcamalarında yapılacak ihtimaller içinde kesintilerden de şikayetçi.

Truss, geçtiğimiz günlerde emekli maaşlarının enflasyonla orantılı bir halde yükseleceğini sadece toplumda düşük gelirli ve desteğe gereksinim duyan kişilere verilen mali destek paketinin maaşlarla orantılı bir halde seyredeceğini belirtti.

Muhalefet partileri ve Tutucu Partili milletvekilleri, bu şekilde bir uygulamanın toplumdaki en savunmasız insanoğlu için ciddi bir gelir kaybı anlamına geldiğini söylemiş oldu.

Tutucu Partisi liderlik yarışmasında adaylık gösteren ve şimdi Avam Kamarası Başkanı olan Penny Mordaunt, itiraz edenlerden biriydi.

Truss, “kemer sıkma” teriminden hoşlanmadığını sadece ekonomiyi tekrardan düzenlemek için bilhassa kamu harcamalarında bazı kesintiler yapılması icap ettiğini savundu.

Tutucu Parti konferansının dün meydana gelen oturumlarından birinde konuşan İçişleri Bakanı Suella Braverman, vergi kesintisi stratejisini pozitif yönde bulduğunu ve milletvekillerinin başbakanı “darbe yaparak” U dönüşüne zorladığını söylemiş oldu.

Braverman, söz mevzusu milletvekillerinin başbakanın otoritesini ustalaşmış olmayan bir halde baltaladığını beyan etti.

Düşük gelirli insanlara verilen destek paketi hakkında konuşan Braverman, “Mali desteği düzgüsel olarak kabul eden insanları iş bulmaya zorlamak için hükümetin daha katı davranması icap ettiğini” söylemiş oldu.

Liz Truss bugün yapmış olduğu konuşma esnasında Boris Johnson hükümeti tarafınca başlatılan ve ülkeye gelen sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planını desteklediğini söylemiş oldu.

Truss, hükümetin sınırda vazife icra eden ekipleri güçlendireceğini ve “hiçbir Avrupa mahkemesinin bu plana karşı çıkmasına izin vermeyeceklerini” belirtti.

İngiltere’de hükümet, yasa dışı yollarla ülkeye giren sığınmacılardan bazılarını Ruanda’ya gönderme doğrultusundaki kararını Nisan ayında açıklamıştı. O zamandan beri karara hem muhalefetten hem de iktidar partisinin bazı öne çıkan isimlerinden oldukca sayıda eleştiri geldi. Haziran ortasında plan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) engeline takıldı.

İçişleri Bakanı Braverman dün İngiltere’ye gelen sığınmacıların sayısını düşürmenin önceliği bulunduğunu paylaşmıştı.

Braverman, Ruanda planının “en büyük imgesel” bulunduğunu sadece yasal nedenlerden dolayı şimdilik askıya alındığını söylemiş oldu.